İçindekiler
Dijitalleşmenin hızla yayıldığı ve “Dijital para nedir?” gibi soruların gündelik yaşamın bir parçası hâline dönüştüğü günümüzde vergi sistemleri de bu değişime ayak uydurmak zorunda kaldı. Artık geleneksel iş modellerinin yanı sıra dijital hizmetlerden elde edilen gelirlerin de vergilendirilmesi gerekir. Bu kapsamda birçok ülke gibi Türkiye de dijital hizmetleri kapsayan özel bir vergi türünü yürürlüğe soktu: Dijital Hizmet Vergisi.
Şimdi ”Dijital hizmet vergisi nedir?” sorusunun yanıtını tüm yönleriyle ele alalım; kimlerin bu vergiye tabi olduğunu, oranlarını, beyanname sürecini ve daha fazlasını ayrıntılı bir şekilde inceleyelim.
Dijital hizmet vergisi, dijital ortamda sunulan bazı hizmetlerin gelirleri üzerinden alınan dolaylı bir vergidir. Özellikle online reklam, dijital içerik hizmetleri, sosyal medya platformları üzerinden elde edilen gelirler bu vergi kapsamına girer. Bu vergi, dijital ekonomi içinde faaliyet gösteren büyük ölçekli teknoloji şirketlerinin gelirlerinin daha adil bir şekilde vergilendirilmesini hedefler. Böylece e-ticaret ve mobil uygulamalar aracılığıyla yüksek cirolar elde eden firmaların vergi sorumlulukları netleşmiş olur.
Bu tarz sektörlerden birisini daha önce bir detaylı olarak ele almıştık. Dilerseniz “Dijital Pazarlama Nedir?” başlıklı yazımızı ziyaret edebilirsiniz.
Dijital hizmet vergisinin ortaya çıkışında dijitalleşmenin vergisel dengesizlik yaratması etkili oldu. Geleneksel işletmeler Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi (KDV) gibi yükümlülüklerle karşı karşıya kalırken dijital devler bu sistemin dışında kalıyordu. Bu nedenle adil rekabetin sağlanması ve vergi tabanının genişletilmesi için bu vergi türü gündeme geldi. Uluslararası vergilendirme standartları çerçevesinde bu düzenleme, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) koordinasyonunda şekillendirildi.
Peki, dijitalleşmenin ne olduğuna hâkim misiniz? Eğer bilgilerinizi tazelemek isterseniz “Dijitalleşme Nedir?” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
Türkiye’de aşağıdaki hizmetlerden elde edilen hasılatlar dijital hizmet vergisine tabidir:
Dijital hizmet vergisi kanunu, 7194 sayılı Kanun ile 2020 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, dijital hizmet sunan ve belirli bir ciro eşiğini aşan firmaları vergilendirmeyi amaçlar. Özellikle Türkiye'den elde edilen gelirler üzerinden hesaplanacak bu vergi sadece yerli firmaları değil, yurt dışı merkezli ancak Türkiye'de dijital hizmet sunan şirketleri de kapsar.
“Dijital hizmet vergisi mükellefleri kimlerdir?” sorusu hem yerli hem de yabancı dijital hizmet sağlayıcılarını kapsayacak şekilde yanıtlanmalıdır. Türkiye’de dijital reklam, içerik, uygulama hizmeti sunan her şirket belirli bir gelir eşiğini geçtikten sonra vergi mükellefi olur. Bu eşik, ilgili yıl için GİB tarafından belirlenir ve ilan edilir. Vergi mükellefleri, beyanname vererek ve ödeme sürecini tamamlayarak yükümlülüklerini yerine getirir.
Türkiye’de uygulanan dijital hizmet vergisi, bazı Avrupa ülkelerinin benzer düzenlemeleriyle paralellik gösterir. Ancak oranlar, beyan süreçleri ve kapsam açısından ülkeler arasında farklar olabilir. Örneğin Fransa ve İtalya, benzer vergilendirme sistemleri uygularken bazı ülkeler bu konuda hâlâ net bir yasal çerçeve oluşturmuş değildir. Uluslararası vergilendirme bağlamında OECD gibi kuruluşlar küresel düzeyde ortak kriterlerin belirlenmesi için çalışmalar yürütüyor.
Dijital hizmet vergisi oranı 2025 yılı itibarıyla %7,5 olarak belirlenmiştir. Ancak bu oran, Cumhurbaşkanlığı kararı ile %1 ila %15 arasında değiştirilebilir. Bu oran, brüt hasılat üzerinden hesaplanır ve doğrudan gelir üzerinden değil, sunulan hizmet karşılığı elde edilen kazanç üzerinden uygulanır.
2025 yılında yürürlükte olan oran %7,5 olmakla birlikte ekonomik koşullar doğrultusunda ilerleyen yıllarda yeniden değerlendirilmesi mümkündür. Dijital hizmet vergisi oranı 2025 sonrası için de esnek bırakılmıştır. Uluslararası gelişmeler, dijital ekonominin büyüme hızı ve vergi gelirleri bu oranların şekillenmesinde etkili olur. GİB de dönemsel olarak bu oranları güncelleyebilir
Dijital hizmet vergisi oranını belirleyen faktörler arasında ekonomik büyüme, dijitalleşme düzeyi ve kamu maliyesi dengesi yer alır. Ayrıca vergi adaleti ve uluslararası şirketlerin Türkiye'deki faaliyet yoğunluğu da göz önünde bulundurulur. Gümrük ve Ticaret Bakanlığının raporları ve GİB’in tahsilat verileri, bu kararların teknik altyapısını oluşturur. Oranlar belirlenirken dijital hizmet sağlayıcılarının yükünü artırmadan dengeli bir sistem hedeflenir.
Dijital hizmet vergisinin beyanname süreci elektronik ortamda gerçekleşir ve Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından yürütülür. Beyanname sürecine dair tüm işlemler e-Beyanname sistemi üzerinden yapılır. Vergi mükellefi olan işletmeler, her ayın son günü beyanda bulunmalı ve vergi ödeme işlemlerini takip eden ayın sonuna kadar tamamlamalıdır.
Dijital hizmet vergisi beyannamesi her ay düzenli olarak verilmelidir. Beyan dönemi her ayın son gününde kapanır ve izleyen ayın son gününe kadar ödeme tamamlanmalıdır. Örneğin ocak ayı beyannamesi en geç şubat ayı sonunda ödenmelidir. GİB’in sistemlerinde beyanname tarihleri ve hatırlatmaları düzenli olarak yayımlanır.
Tüm beyan işlemleri elektronik ortamda yapılmakta olup GİB'in İnteraktif Vergi Dairesi bu süreci kolaylaştırır. Mükellefler, elektronik imza ya da mali mühür ile sisteme giriş yaparak beyannamelerini doldurabilir. Beyan sırasında dijital hizmet türü, elde edilen brüt gelir ve uygulanacak oran bilgileri girilmelidir. Sistem otomatik hesaplama yaparak vergilendirme sürecini tamamlar.
Vergi hesaplamasında brüt dijital hizmet geliri esas alınır ve belirlenen oran uygulanarak vergi tutarı bulunur. Ödeme, bankalar ya da GİB sistemleri üzerinden online olarak yapılabilir. Ödemelerin zamanında yapılmaması durumunda gecikme faizi uygulanır. Bu nedenle vergi beyannamesi ve ödeme sürecinin dikkatle takip edilmesi gerekir.
Her dijital hizmet sağlayıcısı bu vergiye tabi değildir, kanun bazı muafiyet ve istisnaları açıkça belirtmiştir.
İşletmelerin Türkiye’de elde ettikleri hasılatın 20 milyon TL ve dünya genelindeki hasılatının 750 milyon euro ya da muadili meblağ karşılığından az olması hâlinde muafiyet uygulanır.
Meblağ bazlı şartların haricinde istisna durumları ise şu şekildedir:
Dijital hizmet vergisi hem küçük hem de büyük işletmeler üzerinde çeşitli etkiler yaratır. Bu etkiler, maliyet artışından stratejik değişimlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Özellikle dijital iş modelleri bu vergi çerçevesinde yeniden şekillenebilir.
Büyük işletmeler dijital hizmet vergisine daha hazırlıklıyken küçük işletmeler için bu süreç maliyetli olabilir. Vergi beyannamesi düzenlemek ve ödeme yükümlülüğünü yerine getirmek, bazı küçük girişimler için ciddi bir operasyonel yük yaratabilir. Büyük dijital platformlar ise bu vergiyi fiyatlara yansıtarak telafi edebilir. Bu da piyasada rekabet dengelerini etkileyebilir.
Online reklam stratejileri, sosyal medya platformları üzerinden sunulan hizmetler ve mobil uygulamalar bu vergiden doğrudan etkilenir. Dijital hizmet sağlayıcıları, vergilendirme nedeniyle fiyatlandırma politikalarını yeniden gözden geçirebilir. E-ticaret platformları da reklam ve içerik hizmetlerinde maliyet artışlarını göz önünde bulundurarak strateji değişikliğine gidebilir. Uzun vadede ise dijital hizmetlerin daha şeffaf ve düzenli bir yapıya kavuşması sağlanabilir.
Türkiye’de dijital hizmet sunan ve belirli ciro eşiğini geçen yerli ve yabancı firmalar bu vergiyi öder.
Brüt dijital gelir üzerinden, belirlenen vergi oranı (2025 için %7,5) uygulanarak hesaplanır.
Online reklam, dijital içerik, sosyal medya hizmetleri ve mobil uygulama üzerinden sunulan hizmetler başta olmak üzere dijital mecralardaki pek çok hizmeti kapsar.
Evet, Türkiye’de gelir elde eden yurt dışı dijital hizmet sağlayıcıları da bu vergiyi ödemekle yükümlüdür.
İstisnai durumlarda iade mümkündür, ancak bunun için GİB’e başvuru yapılmalı ve gerekli şartlar sağlanmalıdır.