İçindekiler
İş hayatında herkesin dönem dönem molaya ihtiyacı olabilir. Ancak bu molalar her zaman ücretli olmayabilir. Yıllık izin, mazeret izni ve ücretli izin gibi seçeneklerin dışında bir de “ücretsiz izin” adı verilen ve çalışanın işvereninden belirli süreliğine izin alarak görevinden uzaklaştığı ama bu süre içinde maaş almadığı özel bir izin türü vardır. Ücretsiz izin, hem kamu sektöründe hem de özel sektörde farklı şartlar altında uygulanır. Bu rehberde, ücretsiz iznin hukuki temellerinden başvuru sürecine, maaş ve SGK etkilerinden, doğum sonrası gibi özel durumlara kadar tüm detaylarıyla konuyu ele alacağız. Ancak bu konuya derinlemesine bir bakış atmadan önce, bir başka izin türüne dair yazdığımız içeriğimizi de anımsatmak isteriz: Yıllık izin nedir?
Ücretsiz izin, en basit tanımlamasıyla çalışanın belirli bir süre boyunca işine ara vermesi ve bu süre zarfında maaş almaması anlamına gelir. Bu izin türü genellikle çalışanın talebi üzerine ve işverenin onayıyla gerçekleşir. Özellikle uzun süreli seyahatler, kişisel nedenler, sağlık sorunları veya ailevi sorumluluklar nedeniyle çalışanlar ücretsiz izin hakkına başvurabilir. Ücretsiz izin, iş sözleşmesinin askıya alınması anlamına gelir ancak bu süreçte iş sözleşmesi feshi söz konusu değildir, sadece aktif çalışma durumu geçici olarak durdurulmuş olur.
Eğer yasal izin türleri hakkında geniş bilgi edinmek isterseniz, “Yasal İzin Türleri Nelerdir?” içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz!
Ücretsiz izin uygulaması, Türkiye’de hem 4857 sayılı İş Kanunu hem de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında yer alır. Özel sektör çalışanları için işverenle yapılan iş sözleşmesinde bu izin türüne dair özel düzenlemeler bulunabilir. Kamuda çalışan memurlar ise belirli şartları sağladıklarında ücretsiz izin hakkından faydalanabilir. SGK mevzuatı kapsamında; ücretsiz izne çıkan bir çalışanın sigorta primleri ödenmemesi emeklilik hesabı açısından göz önünde bulundurulmalıdır.
Peki ücretsiz izinin tam tersi nedir? Tabii ki ücretli izin! Bu izin türünü de “Ücretli İzin Nedir?” içeriğimizde ele almıştık.
Ücretsiz izin, çalışanın tamamen kendi isteğiyle veya elinde olmayan zorunlu nedenlerle başvurduğu bir uygulamadır. İşverenin yazılı onayı alınmadan ücretsiz izin geçerli sayılmaz. Bu süreçte işveren yükümlülükleri azalır çünkü çalışana maaş ödemez; ancak bazı durumlarda sosyal hakların korunması için farklı destekler sağlanabilir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, dönem dönem ücretsiz izin uygulamalarıyla ilgili genelgeler yayımlayarak bu sürecin denetimini sağlar. Siz de güncel uygulamalara bakanlığın web sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Ücretsiz izin hakkı, çalışanların belirli durumlarda başvurabileceği ancak otomatik bir hak olarak tanımlanmayan bir uygulamadır. Her çalışanın bu haktan yararlanabilmesi için bazı koşulları sağlaması ve işverenle mutabık kalması gerekir. Bu nedenle izin türleri arasında en esnek olanı ama aynı zamanda en dikkatli yönetilmesi gerekenlerden biridir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre memurlar, sağlık kurulu raporuyla belgelendirmeleri şartıyla istekleri üzerine on sekiz aya kadar aylıksız izin hakkına sahip. Doğum yapması halinde ise, doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden itibaren; doğum yapan eşi ise de doğum tarihinden itibaren yirmi dört aya kadar ücretsiz izin alabilir.
Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu evlat edinen memurlar ise vesayet dairesinin izninden itibaren istekleri üzerine yirmi dört aya kadar, evlat edinen her iki eşin memur olması halinde ise eşlerin talebi üzerine yirmi dört aylık süreyi geçmeyecek şekilde birbirini izleyen iki bölüm halinde ücretsiz izin kullanabilir.
Özel burs sağlayan veya bütçe imkanlarıyla yetiştirilmek üzere yurtdışına gönderilen, sürekli görevle yurt içine veya yurt dışına atanan ya da en az altı ay süreyle yurtdışında geçici olarak görevlendirilen memurlar ise görev veya öğrenim süresi içinde ücretsiz izin alabilir.
Beş hizmet yılını tamamlayan memurlar ise istekleri halinde memuriyeti boyunca ve en çok iki kez kullanmak üzere toplamda bir yıla kadar ücretsiz izin hakkına sahiptir.
Kamuda ücretsiz izin hakkı, işçinin statüsüne göre farklılık gösterebilir. Kadrolu işçiler için toplu iş sözleşmeleri bu konuda belirleyicidir. Kamu işçileri genellikle belirli süreli olarak ücretsiz izne ayrılabilir, ancak bu izinlerin toplam süresi genellikle sınırlıdır. Kamuda işçi ücretsiz izin hakkı da memur statüsünden farklı düzenlemelere tabi tutulur.
Özel sektörde çalışan işçiler, işverenin onayıyla ücretsiz izne ayrılabilir. Ancak bu iznin kaç gün süreceği tamamen işverenle yapılan anlaşmaya bağlıdır. İş Kanunu ücretsiz izin konusunda net bir gün sınırı koymamış ama en üst sınırı belirlemiştir. Bu nedenle tarafların mutabakatı önemlidir. İşçinin ücretsiz izin hakkı genellikle doğum, askerlik, eğitim gibi özel durumlarla sınırlı tutulur.
4857 sayılı İş Kanunu’nda ücretsiz izin doğrudan tanımlanmaz, ancak bazı özel durumlara ilişkin hükümler yer alır. İşveren, işlerinin azalmasından dolayı çalışanı ücretsiz izne çıkarabildiği gibi; işçi de kanunda belirlenmiş şartları sağladığı durumda ücretsiz izin talebinde bulunabilir. Bu şartlar arasında analık izni başta gelir.
Bilindiği üzere kadın çalışanlar doğum yaptıktan sonra 8 haftalık doğum izni kullanırlar. Devlet memuriyetinde ise şöyle bir hak daha bulunur: Bu sürenin ardından dileyen çalışan, 2 yıla kadar ücretsiz izin kullanabilir. Doğum sonrası ücretsiz izin, çalışanların aile yaşamına uyum sağlaması adına önemli bir haktır ve iş sözleşmesi feshi anlamına gelmez.
Ücretsiz izin için ayrı bir yönetmelik bulunmamakla birlikte, 657 sayılı Kanun’un 108/E maddesinde devlet memurları için ücretsiz iznin sınırları belirlenmiştir. Özel sektörde ise 4857 sayılı İş Kanunu bazı özel durumlarda işçiye tek taraflı olarak ücretsiz izne ayrılma imkanı tanımıştır. Bu özel durumlar ücretsiz yol izni, ücretsiz analık izni ve mazeret izni şeklindedir.
Ücretsiz izin nasıl alınır sorusu, çalışanların sıkça araştırdığı bir konudur. Başvuru süreci genellikle yazılı bir dilekçeyle başlar ve işverenin onayıyla netleşir. Hem kamu hem özel sektörde prosedür benzerlik göstermekle birlikte kurumlar arası farklılıklar olabilir.
Başvuruda bulunacak çalışan öncelikle gerekçesini belirtmeli ve izin süresini net şekilde ifade etmelidir. Talep dilekçesine kimlik fotokopisi, varsa resmi belge (sağlık raporu, askerlik belgesi, doğum belgesi vb.) eklenmelidir. Dilekçe, insan kaynakları birimine teslim edildikten sonra işveren değerlendirme yapar. İşveren kabul ettiğinde ücretsiz izin girişi personel sistemine işlenir.
Ücretsiz izin dilekçesi, açık ve net bir dille yazılmalı, tarih ve izin süresi belirtilmelidir. Örneğin:
“[Adınız Soyadınız] isimli [T.C. Kimlik No] TC kimlik numaralı personel olarak [Görev Ünvanı] olarak çalışmakta olduğum [Şirket/Kurum Adı]’ndan, [Gerekçe] nedeniyle …/…/… tarihinden itibaren … gün süreyle ücretsiz izin talep ediyorum. Gereğini arz ederim.”
Tarih ve imzanın dilekçe formatına göre uygun bölümlerde eksik olmaması önemlidir.
Ücretsiz izin, adından da anlaşılacağı gibi maaşsız bir dönem anlamına gelir. Ancak bu sürecin çalışan açısından sadece gelir kaybı değil, aynı zamanda sosyal haklara olan etkisi de vardır.
Evet, ücretsiz izin süresince çalışan maaş almaz. Bu süreçte ücretli izin ile yıllık izin gibi uygulamalar geçerli değildir. Ayrıca sigorta primleri de yatırılmadığı için bu durum emeklilik etkileşimi açısından dikkate alınmalıdır. Dolayısıyla çalışanlar bu kararı verirken bütçelerini planlamalıdır.
Ücretsiz izin ödeneği pandemi döneminde karşılaştığımız bir uygulamaydı. Ücretsiz izin ödeneğine başvuran çalışanlara önce günlük 39,24 TL, ardından 47,70 TL olarak ödenmiş; Nisan 2021 tarihi itibarıyla da günlük 50 TL olarak zam yapılmıştı.
Ücretsiz izin desteği rutin bir prosedür olmadığı için şartları da dönemlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Pandemi döneminde bu destek uygulanmış olsa da günümüzde ücretsiz izin alan çalışanlara herhangi bir destek sunulmaz.
Pandemi sonrası dönemde sıkça rastlandığı gibi, kısa çalışma ödeneği bittikten sonra ücretsiz izin uygulamasına geçilebilir. Bu durumda işçinin iş sözleşmesi sona ermez ama çalışması durur. Bu durum SGK tarafından da takip edilmekte ve bazı durumlarda desteklerle birlikte yürütülmektedir. Ancak bu sürecin uzun sürmesi durumunda iş sözleşmesi feshi gündeme gelebilir.
Ücretsiz izin süresi, çalışanın gerekçesine, sektörüne ve işverenle yaptığı anlaşmaya göre farklılık gösterir. Yasal bir alt-üst sınır genellikle bulunmasa da bazı durumlar istisna oluşturur.
Doğum, askerlik, evlilik gibi nedenlerle alınan ücretsiz izinlerde süreler genellikle mevzuatla belirlenmiştir. Evlilik ücretsiz izin olarak bilinen izin çeşidi ise genellikle mazeret izni kapsamında değerlendirilir ama bazı durumlarda ücretsiz izne çevrilebilir. Kurumsal düzenlemeler ve toplu sözleşmeler bu konuda belirleyici olabilir.
Ücretsiz izin hesaplama yapılırken işçinin aktif çalıştığı süre, kıdemi, izin gerekçesi ve talep ettiği gün sayısı göz önünde bulundurulur. Ayrıca geçmişte kullandığı izin türleri de dikkate alınabilir. Hesaplama sonrası işverenin yazılı onayı alınır ve sürece başlanır.
Ücretsiz izin, çalışanların hayatlarındaki geçici zorlukları aşmaları için önemli bir imkân sunar. Ancak bu sürecin hem maddi hem de hukuki etkileri göz ardı edilmemelidir. Gerek kamuda gerek özel sektörde, ücretsiz izin hakkı bilinçli bir şekilde kullanılmalı; izin türleri arasındaki farklar iyi analiz edilmelidir.